19 Ekim 2013 Cumartesi

BELTAŞ DİRENİŞ GÜNLÜĞÜ
15 EKİM SALI

Bugün direnişimizin 13. günü. Kurban bayramının ilk günü. Ve bizler bugün direniş çadırımızdayız. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de işçi sınıfı böylesi günleri çok görmüştür. Bayramlarda, yılbaşlarında (ki bir önceki direnişimiz yılbaşına denk gelmişti) işçiler evinde değil de dişlerde geçirmiş ve oraları bayram yerine dönüştürmüştür. Bizde adettendir diyerek şekerlerimizi alarak gelenlerimiz olur düşüncesiyle beklemeye başladık.

Öğlene doğru ziyaretçilerimiz gelmeye başladı. Çay, şeker ikram edip, bayramlaşarak, sohbet ettik. Şair yürekli abimiz bizlere şiirler okudu. Ortamımıza ayrı bir renk ve sıcaklık kattı.

Akşamüzeri kadın bir dizi oyuncusu geldi. Gezi direnişinden bu yana iş bulmada sıkıntı çekiyormuş. Uzun uzun sohbet ettik. Bize destek vereceğini, sosyal medyadan duyuru yapacağını söyledi. Duyarlı olmanın, direnmenin egemenleri ürküttüğü ve saçma sapan yöntemlere başvurarak engellemeye çalıştıklarından bahsetti. Tekrar gelip çayımızı içeceğini söyleyip pankartımızın, çadırımızın ve bizim fotoğrafımızı çeker ayrıldı.

Gün gün büyüyen, basına konu olan direnişimiz daha çok insanın duymasına neden oluyor. Bugün ilginç bir gelişme oldu. İşbirlikçi şube başkanımız Hikmet Aygün sağı-solu arayarak, işbirliği yapmadığını, özellikle basına konu olduktan sonra basına, işbirlikçi olmadığını söylemesi ve basınında buna inanmayıp ilgi göstermediğini öğreniyoruz.

Yine Hikmet Aygün’ün bir yakını, bizim arkadaşımızı arayıp, ‘’onun işbirliği yapmadığını ama belediye başkanıyla da bir sorunu olmadığını’’ anlatması aslında bu sendikacının konumunu ele veren talihsiz bir açıklama oluyor. İşverenle sorunu olmayan sendikacı, sendikacı değildir bizce. Patron sendikacılığının geldiği nokta çok vahim bir durumdadır maalesef. Direnişimiz her şeye rağmen büyüyerek sürüyor, kazanana kadar da sürecek.



BELTAŞ DİRENİŞ GÜNLÜĞÜ
16 EKİM ÇARŞAMBA

Bugün günlerden Çarşamba. Saat 12.00 gibi bir kadın ziyaretçimiz geliyor. Bize börek yapmış. Teşekkür ediyor ve biraz direnişimiz hakkında bilgi veriyoruz. Sonra ayrılıyor.
Saat 14.00’da Beşiktaş Belediyesi başkan adayı Hakan Atalay yanımıza geliyor. Bizlerle bayramlaşıyor. Sizlerin bayramı haklarınızı alınca gerçekleşecek diyerek bize destek verdiğini söylüyor. Biraz sohbet ettikten sonra ayrılıyor.

İlerleyen saatlerde bir araba yanaşıyor çadırımızın önüne. İçinden inen bir kadın iyi bayramlar diyerek bize börek getiriyor. Sıcacık, soğutmadan yiyin diyor. Ne olduğunu soruyor. Bizlerde Belediye Başkanı İsmail Ünal ve işbirlikçi şube başkanımız Hikmet Aygün’ün yaptıklarını anlatıyoruz. Oysa kendisi bizim yüksek maaşlar aldığımızı düşünüyormuş. Bizleri dinledikten sonra ‘’belediyenin büyük ayıbı’’ diyerek bizlere hak veriyor ve başarılar diyerek ayrılıyor.

Yaşlı ve yürümekte zorlanan bir teyzemiz merakla bize baktıktan sonra, çocuklar, bu soğukta ne yapıyorsunuz? Diye sordu. Bizde başımızdan geçenleri anlattık. Ardından marketten poşetlerle yiyecek bir şeyler getirerek, Beşiktaş Belediye Başkanına kızdı, sövdü ve evine gitti. İnsanlarımız direnişimizin haklılığı karşısında, 7’den 70’ine tepkilerini kısa bir sürede göstermeye başladılar.

Akşam yağmur yağdığı ve sabah kahvaltı programımız olduğu için brandamızı biraz genişleterek, sağlamlaştırdık. Yani kısacası iyice yerleştik. Bu durum karşısında belediyenin güvenlik müdürü söylenmeye başladı. İtiraz ederek toplamamızı söyledi. Şimdilik konuşarak ikna ettik. Bakalım yarın ne olacak…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder