BELTAŞ
DİRENİŞ GÜNLÜĞÜ
15 EKİM
SALI
Bugün direnişimizin 13. günü.
Kurban bayramının ilk günü. Ve bizler bugün direniş çadırımızdayız. Tüm dünyada
olduğu gibi Türkiye’de de işçi sınıfı böylesi günleri çok görmüştür.
Bayramlarda, yılbaşlarında (ki bir önceki direnişimiz yılbaşına denk gelmişti)
işçiler evinde değil de dişlerde geçirmiş ve oraları bayram yerine
dönüştürmüştür. Bizde adettendir diyerek şekerlerimizi alarak gelenlerimiz olur
düşüncesiyle beklemeye başladık.
Öğlene doğru ziyaretçilerimiz gelmeye
başladı. Çay, şeker ikram edip, bayramlaşarak, sohbet ettik. Şair yürekli
abimiz bizlere şiirler okudu. Ortamımıza ayrı bir renk ve sıcaklık kattı.
Akşamüzeri kadın bir dizi oyuncusu
geldi. Gezi direnişinden bu yana iş bulmada sıkıntı çekiyormuş. Uzun uzun
sohbet ettik. Bize destek vereceğini, sosyal medyadan duyuru yapacağını
söyledi. Duyarlı olmanın, direnmenin egemenleri ürküttüğü ve saçma sapan
yöntemlere başvurarak engellemeye çalıştıklarından bahsetti. Tekrar gelip
çayımızı içeceğini söyleyip pankartımızın, çadırımızın ve bizim fotoğrafımızı
çeker ayrıldı.
Gün gün büyüyen, basına konu olan
direnişimiz daha çok insanın duymasına neden oluyor. Bugün ilginç bir gelişme
oldu. İşbirlikçi şube başkanımız Hikmet Aygün sağı-solu arayarak, işbirliği yapmadığını,
özellikle basına konu olduktan sonra basına, işbirlikçi olmadığını söylemesi ve
basınında buna inanmayıp ilgi göstermediğini öğreniyoruz.
Yine Hikmet Aygün’ün bir yakını,
bizim arkadaşımızı arayıp, ‘’onun
işbirliği yapmadığını ama belediye başkanıyla da bir sorunu olmadığını’’
anlatması aslında bu sendikacının konumunu ele veren talihsiz bir açıklama
oluyor. İşverenle sorunu olmayan sendikacı, sendikacı değildir bizce. Patron
sendikacılığının geldiği nokta çok vahim bir durumdadır maalesef. Direnişimiz
her şeye rağmen büyüyerek sürüyor, kazanana kadar da sürecek.
BELTAŞ DİRENİŞ GÜNLÜĞÜ
16 EKİM ÇARŞAMBA
Bugün günlerden Çarşamba. Saat
12.00 gibi bir kadın ziyaretçimiz geliyor. Bize börek yapmış. Teşekkür ediyor
ve biraz direnişimiz hakkında bilgi veriyoruz. Sonra ayrılıyor.
Saat 14.00’da Beşiktaş Belediyesi
başkan adayı Hakan Atalay yanımıza geliyor. Bizlerle bayramlaşıyor. Sizlerin
bayramı haklarınızı alınca gerçekleşecek diyerek bize destek verdiğini
söylüyor. Biraz sohbet ettikten sonra ayrılıyor.
İlerleyen saatlerde bir araba
yanaşıyor çadırımızın önüne. İçinden inen bir kadın iyi bayramlar diyerek bize
börek getiriyor. Sıcacık, soğutmadan yiyin diyor. Ne olduğunu soruyor. Bizlerde
Belediye Başkanı İsmail Ünal ve işbirlikçi şube başkanımız Hikmet Aygün’ün
yaptıklarını anlatıyoruz. Oysa kendisi bizim yüksek maaşlar aldığımızı
düşünüyormuş. Bizleri dinledikten sonra ‘’belediyenin büyük ayıbı’’ diyerek
bizlere hak veriyor ve başarılar diyerek ayrılıyor.
Yaşlı ve yürümekte zorlanan bir
teyzemiz merakla bize baktıktan sonra, çocuklar, bu soğukta ne yapıyorsunuz?
Diye sordu. Bizde başımızdan geçenleri anlattık. Ardından marketten poşetlerle
yiyecek bir şeyler getirerek, Beşiktaş Belediye Başkanına kızdı, sövdü ve evine
gitti. İnsanlarımız direnişimizin haklılığı karşısında, 7’den 70’ine
tepkilerini kısa bir sürede göstermeye başladılar.
Akşam yağmur yağdığı ve sabah
kahvaltı programımız olduğu için brandamızı biraz genişleterek,
sağlamlaştırdık. Yani kısacası iyice yerleştik. Bu durum karşısında belediyenin
güvenlik müdürü söylenmeye başladı. İtiraz ederek toplamamızı söyledi. Şimdilik
konuşarak ikna ettik. Bakalım yarın ne olacak…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder